21 Şubat 2015 Cumartesi

Bugün benim doğum günüm ^^


Herkese merhaba!
Postun adından ve görselden de anlaşıldığı gibi bugün benim doğum günüm!
16. yaşımı dolduruyorum, artık soranlara on altı yaşındayım diyeceğim ^^

Blogumu 8 Eylül 2014 tarihinde açmıştım,sizlerle paylaştığım ilk doğum günümde söylemek daha doğrusu yazmak istediğim şeyler var.

Eylül ayından beri hayatımdaki sorumluluklara bir yenisini daha ekledim,becerebilir miyim altından kalkabilir miyim diye uzun süre açıp açmamakta kararsız kaldığım blogu açmış ve zevkle postlar hazırlarken buldum kendimi.Yapmam gerekenleri yazdığım defterlere "Yazılacak Postlar" diye başlık atmaya başladığımdan beri hayatımdaki en güzel en zevkli işi yapıyormuş gibi hissediyorum.
Elimden geldiğince güzel bir dille,doğru bir Türkçe'yle hazırlamaya çalışıyorum yazılarımı.
Postların arası açıldığında üzülüyorum, beni okuyan insanlar unutacak "Renk Sever Bir Kız"ı diye.Açtığım günden beri en çok önemsediğim şeylerden biri bu blog.Yazdıklarımın okunması,sizler tarafından beğenilmesi benim için çok değerli.Benim heyecanla yeni bir yazı yazmamda etkiniz çok büyük.Benim satırlarımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim.Geride bıraktığım yaşta yaptığım en güzel şeyi anlamlı kıldığız için çok teşekkür ederim.En değerli hediye sizsiniz.Beni okuyup güzel mi güzel,motive edici yorumlar bırakan insanlar iyi ki varsınız!
Yeni yaşımda da nerelerden bloguma girildiğine bakıp mutlu olmak istiyorum.Bütün destekleriniz için çok ama çok teşekkürler.
Ben ve blogum iyi ki doğdu!




19 Şubat 2015 Perşembe

Prag!

Herkese merhaba,
Gezi yazılarıma Prag'la devam ediyorum.Prag'a Viyana'dan yaklaşık dört saat süren kara yolculuğu sonucu ulaştık.Gezdğimiz hiç bir ülkede pasaport kontrolü yapılmamıştı ancak Çek Cumhuriyeti'ne giriş yaptıktan çok kısa bir süre sonra Prag polisi tarafından pasaport kontrolümüz yapıldı.
Prag turumuza başbakanlıktan başladık.



Prag'a vardığımızda hava gerçekten oldukça soğuktu.
Başbakanlığa girdikten sonra rehberimiz anlatması gerekenleri anlatırken bizler de çevreyi fotoğrafladık.En çok dikkatimi çeken,Çek Cumhuriyeti'nin en üst düzeyde bulunan devlet adamlarının bulunduğu binaların arasında gezerken kimsenin bizlere müdahale etmemesi oldu.Başbakan içerdeydi ve bunu belli eden korumalar, polisler değil binada asılı halde bulunan bayraktı.


Yapılar o kadar büyük ki ancak fotoğraftaki adam gibi yerden yakalayabiliyorsunuz tamamını.



Tüm görkemiyle St. Vitus Katedrali.


Yapıların arasından geçip merdivenlere ulaştığınızda bir dizi sokak sanatçısıyla karşılaşıyorsunuz.


Ve o merdivenler de bittiğinde panoromik çekime dahi sığmayan Prag'ın güzel manzarası.
Bu noktadan sonra Astronomik Saat'in de bulunduğu turistik caddelere doğru yürümeye başladık.
Prag 2 adlı postumda Prag turumuzu anlatmaya kaldığım yerden devam edeceğim ^^
Şimdilik hoşçakalın!!


3 Şubat 2015 Salı

Viyana!!


           


Herkese merhaba!
Kısa bir aranın ardından gezi yazılarıma Viyana'yla devam ediyorum.Viyana'ya Bratislava'dan yaklaşık bir saatlik yolculuk sonrasında ulaştık.Aynı gün içinde iki güzel şehri gezme fırsatı yakalamış olduk böylece.
Viyana ayrı bir güzel geldi bana, sokaklar ,evler,binalar hepsinin bir hoşluğu vardı.


Viyana'daki ilk durağımız Hunterwasser Evleri oldu.Bu evler maddi durumu genele göre daha düşük insanlar için yapılmış ve ünlü mimar Hunterwasser evleri bu şekilde tasarlayarak ilgi çekilmesini sağlamış.Evlerin tam karşısında ''Hunterwasser Village'' isminde hediyelik eşya satan dükkanların bulunduğu bir pasaj (bizim deyimimizle) bulunuyor.Ancak fiyatlar Viyana'nın genelinde olduğu gibi burda da yüksek.

''Hunterwasser Village''de bulunan dükkanlarda çektiğim fotoğraflardan:





 Bir sonraki durağımız Viyana'nın ünlü meydanı Stephansplatz oldu.Bu meydanda Viyana'nın simgesi haline gelen  Aziz Stephan Katedrali bulunuyor.Katedral gerçekten çok görkemli ve şaşırtıcı derecede büyük.


Rehberimiz bu noktada bize serbest zamanımızı verdi ve birkaç arkadaşımla Viyana sokaklarında dolaşmaya başladık.İlk durağımız ''Billa '' adındaki market oldu.Bu marketten çok bir şey almadık ama sonradan almadığımıza pişman olduk.Gezdikçe tecrübe etmiş olduk biz de çikolata ve abur cubur fiyatlarnı. 





Marketten çıktıktan sonra ''Kartner''caddesi boyunca gezmeye başladık.Özellile hediyelik eşya satan dükkanların pahalı olduğunu söyleyebilirim bu caddede.Magnet fiyatları 5 Euro civarındaydı örnek vermem gerekirse.Diğer ünlü mağazalarda ise fiyatlar ortalama olarak aynıydı veya pahalıydı.Kıyafet bakmak için girdiğim ''Forever 21'' mağazasından kendime göre kıyafet bulamayınca 2Euroya saç tarağı aldım :)

Viyana'da ne yediğime gelirsek; ünlü şinitzelinden aç olmadığım için tam bir menü yemesem de tadına baktım ve beğendim.Daha sonra köşe başındaki ''Aida-Cafe Konditorei''ye gittik.Viyana'nın ünlü yiyeceğini sorduğumuzda bize ''Sacher '' ve ''Apfelstrudel'i gösterdiler.Ben tercihimi içi elmalı dışı milföye benzeyen Apfelstrudel'den yana kullandım.

Akşam ise tur bizi bir Türk restoranına götürdü,orda da İzmir köfte ve pilav yedik.Yemekten sonra restorantın karşısındaki Türk marketinden bir şeyler alıp otelimize döndük.

 



Viyana'nın ikinci gününde Schönbrunn Sarayı'na gittik.Hava o kadar soğuktu ki koşa koşa sarayın etrafını gezip otobüse döndük.Sarayın yapılma hikayesi o kadar ilginç ki kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.



Viyana'dan otobüsümüze binerek Prag'a doğru yola çıktık,dört saatlik yolculuğun ardından Çek Cumhuriyet'ine vardık ve Prag sokaklarını gezmeye başladık.
Bir sonraki post Prag üzerine olacak,şimdilik hoşçakalın!!