24 Ocak 2016 Pazar

İtalya'ya yolculuk, Venedik!

Herkese merhaba!
Uzun zamandır bloguma vakit ayıramıyorum, yazmayı ve fotoğraflar paylaşmayı o kadar özledim ki anlatamam.
Geçen hafta beni inanılmaz heyecanlandıran bir İtalya gezisi yaptım,aşık olup geldim.
Altı günlük gezi süresince Venedik'ten başlayarak Floransa, Siena, Pisa, Roma ve Napoli'yi gezdik.
Venedik'i gündüz gözüyle görüp fotoğraflayamadım bu tamamen içime dert olan ayrı bir konu.
Bu yazımda sizlere ilk günümüzü yani Venedik'e gidişimizi anlatmak istiyorum.
Baştan başlamam gerekirse 15 ocak sabahı Sabiha Gökçen'den 11.20 uçağıyla Milano Bergamo Havaalanı'na uçtuk.İki buçuk saatlik bir uçuşun ardından Milano'daydık ancak gezimizde Milano olmadığı için turumuzun otobüsüyle yine iki buçuk saatlik bir yolculuğun ardından Venedik'e geçtik.Otobüsten bir noktada inerek Vaporetto denilen küçük yolcu teknesiyle (küçük dediğim kırk kişilik grubumuzu aldı) San Marco meydanına vardık.Bu arada otobüsten indikten sonra vaporettoya yürürken ufak bir turist pazarından geçtik, buradaki Bangladeşli satıcılar bizi "Gel vatandaş gel batan geminin malları bunlar" diyerek karşıladılar. :)


Buraya kadar her şey çok güzel gezimiz başladı mutluyuz, en önemlisi Venedik'deyiz! Ama gelin görün ki biz San Marco'ya vardığımızda hava kararmıştı.Çekmeyi hayal ettiğim onca fotoğrafı istediğim gibi çekemedim malesef.



Rehberimiz kısa bir Venedik turu attırdıktan sonra bizi bir restoranta götürdü.Benim her şehir için araştırıp bulduğum restorantlar olsa da karanlıkta o restoranları bulamayacağımızı düşünerek ilk akşam yemeğimizi grupla yedik.
İlk akşam yemeğimiz tabi ki pizza oldu, kocaman Margarita'mı bir güzel yedim.Kimisi "bu ne böyle salçalı ekmek gibi" dese de ben İtalyanların incecik bol domates soslu ve peynirli pizzasını sevdim.


Pizza ve kolalarımıza onar euro ödeyerek kendimizi Venedik sokaklarına attık.San Marco'da 
buluşmak için iki saatimiz vardı.Bu süre boyunca sokaklarda dolaştık,önemli noktalarda elimizden geldiğince güzel fotoğraflar çekmeye çalıştık ve birkaç mağazaya girdik.




 Venedik'de o kadar güzel vitrinler var ki saatlerce incelenebilir..


Disney Store'a da uğradıktan sonra San Marco'ya doğru ilerledik.


Dükler Sarayı


San Marco Bazilkası



Gönül isterdi ki San Marco Meydanı'nda güzel güzel fotoğraflar çekelim, arkamıza Dükler Sarayı'nı alalım, San Marco Bazilikası'na girip meşhur atları görelim, Çan Kulesi'nin tepesine çıkıp Venedik'i kuşbakışı seyredelim vesayre vesayre.,

Malesef olmadı, Venedik'ten ayrılırken bir daha gelip her yeri çekeceğim her müzeye  gireceğim derken ertesi gün göreceğim dünyanın en güzel şehrinden habersizdim..Ama hala aklımda ileride güzel bir Venedik turu yapmak var.
Bende güzel bir etki bıraktı Venedik.
Venedik'e gidecek ve otel araştırmasında olanlar varsa bir gece kaldığımız oteli de not düşeyim.
Otelin ismi "Cyrstal Hotel Treviso" idi.Kaldığımız üç otel arasında en konforlu otel bu oteldi diyebilirim.En önemlisi temiz ve sıcaktı.Ayrıca kahvaltıda yiyebileceğimiz bir şeyler vardı.Ama belirtmeliyim ki otel şehir merkezine yarım saatlik uzaklıktaydı.
Gezisini toplu taşıma kullanarak gerçekleştirecekler için pek uygun bir yerde bulunmuyor yani.


Bu da ikinci günün sabahında bu otelde yaptığımız kahvaltıdan.Bir sonraki gün bizi bekleyen ''sözde" kahvaltıyı düşününce baya güzel yemişiz diyorum bu fotoğrafa bakınca.:)

Bir sonraki yazımda size aşık olduğum, ileride yaşamak isteyecek kadar sevdiğim Floransa'dan bahsedeceğim.Şimdilik hoşçakalın!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder