26 Eylül 2015 Cumartesi

Trabzon-Uzungöl

Herkese merhaba!
Eylül başında "yaşasın yazlıktan döndüm artık buralardayım" modundayken kendimi önce Osmaniye'de sonra Kayseri'de ve son olarak da Trabzon'da buldum. :)
Ben bile hâlâ ne kadar çok yere gidip geldiğimi kavrayabilmiş değilim,hepsi bir anda gelişti.
Osmaniye'ye bir düğün, Kayseri'ye aile ziyareti ve Trabzon'a da ablam nedeniyle gittim.
En güzel kısmı Trabzon tabii.Gezdik durduk.Tek üzüntüm çok istememe rağmen Sümela Manastırı'na gidememem oldu.Benim gittiğim tarihte Sümela bir yıllık bir tadilata girdi.Ne yapalım seneye artık diyerek Uzungöl'e gittik biz de.
Bu postta Uzungöl'den kareler paylaşacağım sizlerle.




Uzungöl Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlı bir köy,Trabzon'un merkezine yaklaşık 100 km uzaklıkta yer alıyor.Biz Uzungöl'de iki saat kadar kaldık.Gölün etrafında dolaştık, fotoğraflar çektik.Gölün çevresinde restorantlar ve pansiyonlar bulunuyor.Doğa, yeşillik çok güzel ama Karadeniz'in geneli yeşiller içinde olduğu için Uzungöl bana farklı gelmedi.





Bu da tepeden Uzungöl manzarası.Burdan sonra Sürmene'ye giderek "Yılmaz Pide" de çok lezzetli pideler yedik.

Sizlere yıllar önce de gitmiş olduğum ama bu gidişimde de ziyaret ettiğim Trabzon Atatürk Köşkü'nden uzun uzun bahsetmek istiyorum.İlerleyen günlerde paylaşacağım ilk postlardan biri o olacak.Bir diğer post ise istediğim kadar okuyamamış olsam da yaz tatilinde okuduğun kitaplar hakkında olacak.
Pazartesi okullar açılıyor, koca yaz tatilini de bitirdik.:)
Herkese yeni eğitim öğretim  yılında başarılar diliyorum.Şimdilik hoşçakalın!

8 Eylül 2015 Salı

Renk Sever Bir Kız 1 Yaşında!


Herkese merhaba!
Bugün blogumu açalı tam bir yıl oldu, "renk sever bir kız" olarak geçirdiğim bu yıl benim için çok özeldi.
Bir yıl boyunca sizlere gezdiğim yerlerden, okuduğum kitaplardan, izlediğim filmlerden bazen de havadan sudan bahsettim.Her postu ilk postu yazdığım hevesle yazmak istediğimdendir belki çok çok aktif olamadım. Ama dediğim gibi blogumda yer alan 50 küsür yazı hep hevesle yazıldı.Sizlerden olumlu yorum aldığımda bu heves katlandı.Benden yaşça büyük insanların takdirini paylaştıklarımla kazanmak beni çok heyecanlandırdı.
Neredeyse bütün yazılarıma kendi çekmiş olduğum fotoğrafları ekledim ve bunu yaparken inanılmaz zevk aldım, nerede güzel bir şey görsem bunu çekip paylaşmalıyım dedim.
Uzun lafın kısası ben blogumu, yazmayı, sizlere fotoğraflarla bir şeyler anlatmayı çok seviyorum.Umuyorum ki benim aktifliğim ve zamanla beraber daha çok kişi oluruz.Bir yıl boyunca satırlarımı okuyan, zaman ayırıp güzel yorumlarını paylaşan ve ilk günden beri yazmam konusunda beni destekleyen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.İyi ki varsınız!
Bloggerlığımın birinci yılı kutlu olsun, sizlerle nice senelere!

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Ayvalık Mutluköy Nostalji Köy Kahvaltısı

Merhaba!
Bildiğiniz gibi yazlıktan döndüm,ordayken internet sorunu yaşadığım için paylaşacaklarım fazlasıyla birikti.Tüm hevesimle döndüğüme göre bir günde iki post yayınlayabilirim bence :)
Sizlere Ayvalık Mutluköy'de yaptığımız kahvaltıdan bahsetmek istiyorum.
''Mutluköy Nostalji Kahvaltısı" adındaki işletme gerçekten köyde olduğunuzu hissettirecek şekilde ağaçlığın içinde bulunuyor.Kahvaltı masalarının bulunduğu yerin hemen alt kısmında da ahşap ve taş evler var. Evlerin karşı tarafında da bir havuz bulunuyor.Bu yüzden Nostalji Tatil Köyü olarak duymuş olabilirsiniz burayı.
Bunların dışında eski eşyaların sergilendiği bir Nostalji Müzesi, bir de birkaç hayvanın bulunduğu mini bir hayvanat bahçesi yer alıyor işletmenin içinde.


Kahvaltıya gelecek olursak, öncelikle belirtmeliyim ki eğer yolunuz düşerse bizim yaptığımız hatayı yaparak haftasonu gitmeyin.Haftaiçinde de rağbet gören Mutluköy kahvaltısı, haftasonu ızdıraba dönüşebiliyor.Neden derseniz, sipariş verdikten sonra 45 dakika bekledik biz pazar günü yoğunluğu sebebiyle.
Diğer bir önerim ise kaç kişiyseniz bir eksilterek sipariş verip,sayınız kadar servis açtırmanız çünkü her şeyden bol bol geliyor.Biz dört kişiydik ve üç kişilik kahvaltı söyledik,  buna rağmen çoğu şey kaldı.
Kahvaltıdaki bütün çeşitleri tatmaya özen gösterdim, gerçekten hepsi birbirinden lezzetliydi.Beklememize değdiğini söyleyebilirim.Üç kişilik kahvaltı için ekstralar almamıza rağmen elli tl civarı bir ödeme yaptık.Gelen kahvaltıya göre gayet uygun bir fiyat olduğu kanısındayım.Eğer bizim gibi kahvaltı sever bir aileyseniz memnun kalacağınızı düşünüyorum. :)

Mini hayvanat bahçesinden fotoğraflar




Söylemeden geçemeyeceğim, bir de bir deve vardı bu hayvanların yanında hali gerçekten içler acısıydı.Umuyorum gerekli bakımları en kısa zamanda yapılır sorumluları tarafından.

Şimdilik söyleyeceklerim bunlar, yolunuz düşerse uğrayıp güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz.Bir sonraki postta görüşürüz!

Motivasyon Kaynakları!



Herkese merhaba!
Yazlıktan döndüm,İstanbul'dayım!
Nihayet blogumla dilediğim gibi ilgilenebileceğim için mutluyum.Yaz tatilimizin on dört gün uzamış olması da ayrı bir mutluluk kaynağı tabii :)
Bu postumda uzun zamandır paylaşmak istediğim güzel mi güzel,cici mi cici,yazmaya kıyamadığım defterlerimi paylaşacağım sizlerle.



Öncelikle belirtmeliyim ki ben bu defterlere yazmaya kıyamıyorum,nasıl kıyacağım onu da bilmiyorum.Büyük boy iki defter İngiltere'de yaşayan kuzenimden,küçük olan ise ablamdan hediye.Büyük olan defterlerin markası ''Paperchase''.Küçük olana ise Accessorize'dan,rahatlıkla ulaşabilirsiniz.


Kırtasiye malzemeleri benim için ders çalışırken önemli motivasyon kaynakları ama bu kadar güzel defterleri de ders notlarıyla doldurmaya vicdanım elvermiyor. Bu yüzden günlüğüm bittikten sonra puantiyeli olana günlük olarak başlamayı planlıyorum.
Fotoğraf makineli olana ise yapmam gerekenleri sınav tarihlerimi vesayre yazacağım.
Okul açıldığında bloguma ders çalışma hallerimi ekleyeceğim, böylelikle motivasyonumuzun artabileceğini düşünüyorum. Ben ne zaman bu tarz fotoğraflara baksam hevesleniyorum çünkü.
Bu arada dün Sarah Jio'nun Yağmur Sonrası adlı kitabını bitirdim, oldukça etkilendiğim bir kitap oldu.Akıcı ve güzel bir hikayeydi benim açımdan.Okumayı düşünen varsa beklemesin derim :)
Bu postta paylaşacaklarım bu şekilde, bir sonraki postta görüşmek üzere hoşçakalın!

3 Ağustos 2015 Pazartesi

Cunda Adası

Herkese merhaba!!
Son yazımda yeni postun Efes üzerine olacağını söylemiştim ancak fotoğraflarıma baktığımda bir post için yeterli olmadıklarına karar verdim.
Ben de bol fotoğraflı Cunda postuyla ses vereyim dedim! :)
Cunda benim her yaz mutlaka gittiğim ve gerçekten çok sevdiğim bir ada.Birkaç hafta önce de ailemle ordaydım, sürekli gitmem fotoğraf çekmeme engel değil diyerek fotoğraflarımı paylaşıyorum:)


 Her yıl olduğu gibi adaya varır varmaz tabi ki Taş Kahve'ye oturduk.Taş Kahve
damla sakızlı kahvesi ve donudrmasıyla ünlü eski bir kahve.


Taş Kahve'den ayrıldıktan sonra da Karadeniz Pastanesi'ne uğrayarak lezzetli limonatasından içtik.


Karadeniz Pastanesi'nin miniklere özel limonata sunumu :)




Rum evlerinin bulunduğu sokaklarda dolaştıktan sonra mükemmel bir manzaraya sahip olan Rahmi Koç Müzesi Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı'nı ziyaret ettik.Kitapların bulunduğu kütüphaneden çıktığınızda manzaraya karşı oturup bir şeyler içebileceğiniz masalar bulunuyor.



Bu postta paylaşacaklarım bu şekilde, umarım fotoğrafları beğenmişsinizdir.Şimdilik hoşçakalın!




16 Temmuz 2015 Perşembe

Meryem Ana Evi

Herkese merhaba!
Bildiğiniz gibi yazlıktayım ve ne yazık ki internet sorunu yaşıyorum.Burada internete telefon paketimden bağlanıyorum ancak bu paket bir post yazıp fotoğraf eklemem için yetersiz.Kendime sessiz sakin bir internet cafe bulana kadar telefonumdan yetmeye çalışacağım.
Gelelim konumuza; bir önceki postta da bahsettiğim gibi İzmir'e giderek Meryem Ana Evi ve Efes Antik Kenti'ni ziyaret ettim,bol bol fotoğraf çektim.
Sizlerle paylaşmak için günlerdir sabırsızlanıyorum!
 Biz bu gezimizi bir tur vasıtasıyla yaptık,ancak ben kendi arabamızla gitmiş olmayı tercih ederdim.Efes gibi dolu dolu bir antik kentte zaman sınırlaması olmadan gezilmesi gerektiği kanısındayım.

Meryem Ana Evi

İzmir'in Selçuk İlçesi'nde bulunan Meryem Ana Evi Hz.İsa'nın annesi Hz.Meryem'in son yaşadığı ev olarak kabul ediliyor ve Hristiyanlar için hac bölgesi. Yalnızca Hristiyanlar için değil Müslümanlar için de kutsal.



Meryem Ana Evi oldukça küçük,ön kapıdan girilerek yan kapıdan çıkılıyor.Evden çıkıldığında önce mum yakıp dilek dileyebileceğiniz bölüm,merdivenlerden indikten sonra da içilebilen ve şifalı olduğuna inanılan suyun çıktığı çeşmeler var.


Çeşmelerden sonra ise herhangi bir şey bağlayarak (genellike peçete ve kumaş bağlanmış)dilek dilenen duvar bulunuyor. 


Evin içindeyken Meryem Ana'nın huzuruna eğilip dua eden ve dua ederken de ağlayan insanlarla karşılaştım,Hristiyanlar için bu kilisenin önemine birebir şahit oldum böylece.
Eğer yolunuz düşerse bir saat içinde ziyaret edebileceğiniz küçük ama önemli bir yer Meryem Ana'nın Evi.
Umuyorum ki az da olsa fikir verebilmişimdir bu yazımla sizlere.
En kısa zamanda Efes Antik Kenti üzerine olacak postumda görüşmek üzere,hoşçakalın!







6 Temmuz 2015 Pazartesi

Şirince!





Merhaba!
Geçtiğimiz perşembe günü Altınoluk'ta bulunan bir turla Şirince, Meryem Ana Evi, Efes Antik Kenti ve Kuşadası'nı gezdik.Kuşadası'na geldiğimizde gezecek enerjimiz kalmamıştı o ayrı.
Bu yazımda ilk durağımız olan Şirince'den bahsedip çektiğim kareleri paylaşacağım.
Şirince Selçuk ilçe merkezine 8 km uzaklıkta bulunuyor,21 Aralık 2012 tarihinde Maya Takvimi'ne göre kopacak kıyametin güvenli bölgelerinden kabul edildiği için dünyanın her yerinden turist çekmeye devam ediyor.



Şirince gezimize Taş Mektep Müzesi ile başladık.Bina 1996 yılından 2012 yılına kadar restorant-şarapevi olarak kullanılmış ve 2012 yılında müzeye dönüştürülmüş.Şuan binanın üzerinde her ne kadar Artemis Restorant yazıyor olsa da aslında  içeride Tanzimat Dönemi'nden cumhuriyetin ilk yıllarına kadarki dilimin eğitimiyle ilgili ipuçları veren objeler bulunuyor.Karneler, başarı belgeleri, cetvel takımları gibi.


Taş Mektep'in bulunduğu bahçede yöresel lezzetlerin satıldığı küçük bir dükkan da var.


Taş Mektep'ten ayrılmadan önce aldığımız broşür.



Taş Mektep'ten çarşıya doğru giden yolda çok şirin cafeler ve alışveriş yapabileceğiniz satıcılar bulunuyor.


Biz çarşıda kısa bir tur attıktan sonra Şirince'deki iki kiliseyi ziyaret etmek istedik, ancak gittiğimiz ilk kilise  St.John Kilisesi restorasyondaydı.Diğer kiliseye gidecek vaktimiz de kalmadığından gezdiğimiz grupla buluşmak için Taş Mektep'e döndük.Daha sonra da otobüsümüze binerek Meryem Ana'nın evine doğru yola çıktık.Ben Şirince'yi o eski dokusuyla çok sevdim.Yolunuz düşerse ziyaret edebileceğiniz şirin bir yer.Tabi Selçuk merkezinden sonraki o 8 kilometrelik yolun bir dağ yolu olduğunu belirteyim.
Bir sonraki postun Meryem Ana Evi üzerine olacağını söyleyip hoşçakalın diyorum.Görüşmek üzere!!





3 Temmuz 2015 Cuma

''Ben Malala ''


Temmuz ayından herkese merhaba!
Önceki postlarımda Malala'yı okuduğumdan ve bitirdiğimde fikirlerimi paylaşacağımdan bahsetmiştim.Malala aslında pazartesi günü bitti, ancak yazabiliyorum.
Malala Yusufzay hakkında genel bir bilgi vermem gerekirse:
Malala eğitim hakkını savunduğu içinTaliban tarafından 9 Ekim 2012 tarihinde okul servisinde başından vurulan bir genç kız. Kendisi 2014 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi.Şuan hayatına İngiltere/Birmingham'da devam ediyor.
Kitap hakkındaki fikirlerime gelecek olursak; "Ben Malala'' adlı kitaba ilk başladığımda akıcı bulmamış ve kitabın geneli hakkında hayal kırıklığına uğramaktan korkmuştum.İlk elli sayfadan sonra ise kitabı elimden bırakmak istemedim.Okuduğum satırların hepsinin gerçek oluşu aklıma geldikçe hem içim acıdı, hem de çok öfkelendim.
Kitap beş bölümden oluşuyor:Taliban'dan Önce, Ölüm Vadisi, Üç Kız Üç Mermi, Yaşam ile Ölüm Arasında ve İkinci Bir Hayat.Malala'nın doğumundan,aile yapısına, babasının verdiği mücadelelerden Taliban'ın yaşattıklarına kadar her şey  tüm gerçekliğiyle anlatılıyor.
Malala ve babasının, Taliban'ın yaptığı zulümlere karşı korkusuzca verdiği mücadelenin boyutunun ancak kitap okunduğunda anlaşılabileceğini düşünüyorum.
Hayatım boyunca etkisinde kalacağım bir hikaye Malala'nın hikayesi.Kitabın okuyan herkese dokunacağını düşünüyorum.
Kitap tavsiye etmek benimle uyuşmayan bir kavram olsa da, Malala'yı tavsiye edeceğim.Herkesin kendine göre çıkarabileceği bir ders var çünkü bu hikayede.

Umuyorum ki Malala "İkinci Bir Hayat" olarak isimlendirdiği hayatında hep mutlu ve huzurlu olur.Seni tüm başarıların için kutluyorum Malala.
İstediğin gibi yürekli ve hak yemeyen bir politikaci olacağına tüm kalbimle inanıyorum,iyi ki varsın.

Not:Dün ablam ve kuzenimle günübirlik bir tura katılarak;Şirince Köyü,Meryem Ana Evi ve Efes Antik Kenti'ni gezdik.Daha sonra da kısa bir Kuşadası gezisi yaptık.Benim için dolu dolu geçen güzel bir gündü. İnternet sorununu aşıp kısa zamanda bu gezimle ilgili yazmak istiyorum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim,hoşçakalın!

27 Haziran 2015 Cumartesi

Tatil modu

Herkese merhaba!!
Geçtiğimiz salı günü Altınoluk'a geldim ve ancak ses verebiliyorum.Yazlıkta ilk günler temizlikle geçer bilirsiniz, bizde de durumlar aynen öyleydi.Fırsat bulduğum anda kaçıp denize koştum ama o kadar soğuktu ki giremedim bile."Altınoluk'un denizine haziran ayında girmek her yiğidin harcı değil" diyor burdakiler. Gerçekten öyle, geleli bir hafta olacak ama henüz sadece bir kere yüzebildim.Her yıl olduğu gibi temmuzda gelmek daha iyi bir fikirmiş sanırım.


Günlerim yazarak , yarım saate ulaşamayan YGS çalışma teşebbüsleriyle ve tabiki okuyarak geçiyor. Hâlâ Malala'yı okuyorum, ilk elli sayfadan sonra gerçekten içine alan bir kitap olduğu kanısındayım.Bittiğinde fikirlerimi detaylı olarak  yazacağım.



Malala'nın detaylı postunda görüşmek üzere,hoşçakalın!!
















20 Haziran 2015 Cumartesi

Yeni Kitaplar


Herkese merhaba!
İstanbul'dan ayrılmama bir kaç gün kalmışken son eksiklerimi tamamlamak için alışveriş merkezine gittim bugün.Almam gerekenleri aldıktan sonra  DR'ye uğrayarak okuma planıma eklediğim ama sahip olmadığım kitaplara bakındım.Listeme bağlı kalarak aldığım tek kitap "Can Dostum " oldu. Diğer kitapları alma fikri ise indirimde oldukları için oluştu.
Geçen yaz daha sonra okurum diyerek ertelediğim kitaplardan biri olan "Yaz" kitabının indirime girip yarı fiyatına düştüğünü görünce almadan edemedim.
Diğer kitap "Öksüzler Treni"ni ise almama annem vesile oldu.Ben kampanyalı ürünlerin yanından ayrılmış Can Dostum'u ararken, annem bu kitabı da alalım diyerek yanıma geldi.
Kitabın arka kapağını okuduğunu ve etkilendiğini söyledi.
Arka kapağı okumak isterseniz;




Böylelikle iki indirimden bir de listemden kitap almış oldum.Okuma planımdaki kitaplara iki yeni kitap daha eklendi.




Yaz tatilinde okuyacağım kitaplar için bir sayı belirlemedim, ama sizlerle paylaştığım kitap isimlerinin dışında da okumak istediğim çok sayıda kitap var.Bu yaz hem YGS'ye yönelik çalışacağımı hem de bir kitapçıda çalışarak iş tecrübesi edinmek istediğimi düşünürsek yanımda çok kitap götürmemek yerinde bir karar olacak.Sanıyorum sekiz kitapla gideceğim yazlığa.Zaten elimdeki kitapları bitirdiğim taktirde yeni kitaplar alabilirim.
Bugünün yazısı bu şekildeydi, okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoşçakalın!!

19 Haziran 2015 Cuma

Boğaz Havası


Herkese merhaba!!
Okullar tatile girdiğinden beri aklımda Boğaz sahil hattı boyunca yürüyüş yapmak vardı, bugün ablamla fırsat bulmuşken çıktık ve uzuun bir yürüyüş yaptık.
Beşiktaş meydanından başlayarak Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek ve son olarak Aşiyan'a kadar yürüyerek bol bol boğaz havası aldık.Her zaman olduğu gibi çektiğim fotoğrafları sizlerle paylaşmak istiyorum.


Ortaköy Camii 



Yorucu ama çok güzel bir gündü bizim için.Aşağı yukarı 15 kilometre yürümüşüz ama sahil o kadar keyifliydi ki yürüyüş yaparken fark edemedik ne kadar çok yürüdüğümüzü.



Şuanki modum ise bu, okuma planıma eklemeyi unuttuğum  "Ben Malala"yı okuyorum.
Detaylı yazısını tamamen bittikten sonra yazmayı düşünüyorum.
Paylaşacaklarım bugünlük bu kadar,görüşmek üzere!!

13 Haziran 2015 Cumartesi

Yaz Tatili Okuma Planı


Merhaba!!
Bu postta sizlere yaz tatili boyunca okumak  istediğim kitaplardan bahsetmek istiyorum.
Daha önce yazdığım bir kaç kitap postunda öncelikle klasikleri bitirmeyi hedeflediğimi, daha sonra güncel kitaplara zaman ayırmak istediğimi anlatmıştım.Elimden geldiğince hedefimi gerçekleştirmeye çalışıp klasik okuyorum, ama kitapçı raflarına dizilen güzel mi güzel kapaklı, güncel kitapları almadan da edemiyorum.E alınca da okuyorum tabii.Kendimi sınırlandırmak, kurallar koymak istemiyorum, bu yüzden amacım kontrollü okumak, seçici olmak. Bu yaz boyunca klasiklere de yer vererek , okumak istediğim diğer tarzlardaki kitapları da okuyacağım yine.Bu listede ise klasikler dışındaki kitapları listeleyeceğim.

Listem şu şekilde:
1-Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları - Toprak / Buket Uzuner
2-Bir Dinazorun Anıları / Mina Urgan
3-Anneanne Ben Aslında Diyarbakır'da Değildim / Tuğçe Tatari
4-Şans Bilekliği / Cathy Lamb
5-Kocan Kadar Konuş / Şebnem Burcuoğlu
6-Kış Bahçesi / Kristin Hannah
7-Yağmur Sonrası / Sarah Jio
8-Can Dostum / W.Bruce Cameron
9-Gül ve Avcı / Asude
10-Konstantiniyye Oteli / Zülfü Livaneli
11-Kötü Çocuk / Büşra Küçük
12-Kayıp Gül /Serdar Özkan

Benim yaz tatilinde okumak istediğim kitapların listesi bu şekilde.Yaz sonunda bitirdiğim kitaplara dair bir post yazacağım.Söyleyeceklerim bu kadar, şimdilik hoşçakalın!

9 Haziran 2015 Salı

Yalova / Armutlu

Merhaba!
Üç günlüğüne Armutlu'dayım.
Dün Yenikapı Hızlı Feribot İskelesi'nden İDO'nun hızlı feribotuna bindik ve bir buçuk saatlik kısa bir yolculuktan sonra Armutlu İskelesi'ne ulaştık.


Dışarı çıkıp etrafı dolaşmak için ancak bugün fırsatım oldu.Yaz sezonunun tam olarak açılmamış olmasından mıdır bilemiyorum, Armutlu çarşısı-merkezi olarak geçen yerde "incikçi boncukcu " olarak tabir ettiğim tarzda dükkan yoktu.
İskeleden çıkıldığında hemen sağ tarafta bulunan "Armodies" adlı restorant-cafede oturarak dondurma yedik.Daha doğrusu ben yemeye çalıştım, çünkü geçtiğimiz cuma tel taktırarak ortodonti tedavisine başladım. Yerken ne kadar zorlansam da dondurma gayet lezzetliydi, eğer bir gün yolunuz düşerse tavsiye ederim.


Çektiğim fotoğrafları sizinle de paylaşmak istedim.


Ben Armutlu'ya tatil amacıyla gelmedim, bu bölgeye tatile gelenler "İhlas Tatil Köyü"nü tercih ediyor ya da Yalova'da , Armutlu'da bulunan termal otellere, kaplıcalara giderek sıcak su kaynaklarında vakit geçiriyor genellikle.

Perşembe sabahı İstanbul'a döneceğim, yeni postumu bir kitap üzerine yazmayı düşünüyorum. Şimdilik paylaşacaklarım bu kadar. Görüşmek üzere!

1 Haziran 2015 Pazartesi

Film Tavsiyesi ''PK''





Merhaba!
Bu postta sizlere bir film tavsiyesi vermek istedim.Film izlemeyi ne kadar çok sevsem de  istediğim kadar izleyemiyorum malesef.Sinemaya gitmektense evde, yatağımın içinde laptopdan izlemek daha keyifli geliyor bana.
Şimdi sizlere çok severek izlediğim bir filmden bahsedeceğim.
"Peekay" bir Hint filmi, yönetmeni Rajkumar Hirani ve başrol oyuncusu Aamir Khan.
Film, dünyalı olmayan birinin dünyaya ayak basar basmaz başına gelenleri ve biz insanlar için sıradanlaşmış olguların onun gözündeki anlamsızlığını ortaya koyuyor.
''PK'' ismi takılan kahramanımız dünyaya gelir gelmez kendi galaksisindekilerle haberleşmesini, istediğinde onu gelip almalarını sağlayacak alıcısını çaldırıyor ve hikaye başlıyor.Dil öğrenip insanlarla iletişim kurmaya başladıktan sonra onlara alıcısını soruyor ve herkes ona gülüp ''Biz nerden bilelim Tanrı bilir '' cevabını veriyor.Böylelikle PK Tanrı'yı aramaya başlıyor.Bu arayışı onu diğer bir başrol oyuncusu muhabir Jaggu ile tanıştırıyor.
Tapınak'a gidip Tanrı'ya hindistan cevizi ve para bağışlıyor,kiliseye gittiğinde ise hindistan cevizinin yerini şarabın  aldığını görüyor.Camiye şarapla gittiğinde ise dayaktan zor kurtuluyor.Tüm bu yaşadığı tecrübelerden sonra bir kaç Tanrı'nın olduğuna, her tanrının farklı kuralları bulunduğuna ve insanların buna ''din'' dediğini öğreniyor.
Filmin sonunda bu konuyla ilgili insanlara açık ve net bir ders veren PK dünyadan yalan söylemeyi öğrenerek ayrılıyor.

PK filmini izeyen herkesin üzerinde ne kadar çalışıldığını fark edeceğini düşünüyorum.Alışageldiğimiz,normal kabul ettiğimiz genel dünya düzeninin aslında ne kadar mantıktan uzak ögeler barındırdığını kimseyi incitmeden,çok güzel bir çizgide yansıtıyor bu film.
Ben izlerken hem çok güldüm,hem de ağladım.Yukarıda genel hatlarıyla bilgisini verdiğim film aslında çok detay ve olay içeriyor.Eğer izlerseniz veya izlediyseniz demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır.
Bu film beni etkileyen filmlerin en başında geliyor, yönetmenin diğer filmlerini de çok beğenerek izledim ancak benim için en anlamlısı olan PK 'ı paylaşmak istedim sizlerle.
Yönetmenin diğer filmleri:
3 Aptal
,
Munnabhai M.B.B.S.
,
Lage Raho Munna Bhai
,
Ferrari Ki Sawaari

Nanban

Henüz hepsini ben de izlemedim ama tatil de geldiğine göre en kısa zamanda izleyeceğime eminim.
Bu arada bugün 1 Haziran! Haziran benim enn sevdiğim aydır,bu ay bol bol yazı yazmak istiyorum.Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.Hoşçakalın!

16 Nisan 2015 Perşembe

Mutluluk!

Merhaba! Yaklaşık bir aydır hazırlama sürecinde olduğum proje ödevimi bitirmiş olmanın mutluluğuyla kendimi sokağa attım bugün.Bol bol fotoğraf çektim,yürüdüm,uzun zaman sonra ilk defa bu kadar rahat bir gün geçirdim.Çekmiş olduğum güzel kareleri sizinle paylaşmak istedim.Çok keyif aldım bu kareleri çekerken.
Hava nasıl güzeldii bugün! Ağaçların çiçekleri de açtığına göre gerçekten bahar geldi demektir.

Nasıl güzel!                                                         



Eve geldiğimde de "projemi bitirmiş olmamın şerefine " diye bir bahane uydurup kendime bir ödül hazırladım..Eğer  tatlının tarifini merak ederseniz , yeni bir postta anlatırım.


En sevdiğim şeylerden birinin çilek-çikolata uyumu olduğunu belirtip ve bu fotografı bırakıp gidiyorum.Şimdilik hoşçakalın!!