28 Ocak 2015 Çarşamba

Bratislava'yı çok sevdim!

Herkese merhaba!
Orta Avrupa gezim boyunca gezdiğim yerler arasında, çok sevdiklerimin başında gelen Bratislava hakkında yazacağım bugün.Ben Bratislava'yı gerçekten çok sevdim.Geziye gitmeden önce araştırmış ve seveceğimi tahmin etmiştim ancak bu kadar hoşuma gidecegini düşünmemiştim.Bratislava Slovakya'nın başkenti ve en büyük şehri,nüfusu yaklaşık 450.000 kadarmış.Yani benim gibi kalabalık ve büyük bir şehirde yaşayan insanlar için inanılmaz sakin bir yer.Şehrin en kalabalık olduğu saatlerde bile her yer sessiz ve sakin.Kişiden kişiye değişir tabi ama bu benim çok hoşuma gitti.Korna sesi yok, bağrış çağrış yok gürültü yok anlayacağınız.



Bizi gezdiren otobüsümüzden inip yolun karşısına geçtiğimizde bu duvarı gördük.Bu sıra boyunca duvarlara resimler çizilmişti ve gerçekten çok güzel görünüyordu.



Bratislava'nın içine doğru yürürken çektim bu fotoğrafı, Ayvalık'a benzettim sokakları Bratislava'da.


Bu bina Avrupa'nın ilk eczane binasıymış,giriş katı boştu ama üst katların şuanda ne olarak kullanılıldığı hakkında bir bilgim yok.


Dediğim gibi sokaklar çok boş ve sakin,bu durum çoğu arkadaşımın hoşuna gitmese de bana huzur verdi açıkçası.





Türk kebapçısının da yer aldığı bu bina Avrupa'nın en dar ikinci binası olma özelliğine sahipmiş.

 
Ünlü Cumil Heykeli

Napolyon Heykeli

Bratislava'daki mağazalar,hediyelik eşya dükkanlarının hepsi birbirinden renkli.Paylaşmadan geçmek istemedim.







Bratislava'ya bir daha gitmeyi gerçekten çok isterim,umarım gitmek isteyen herkesin gidip görme fırsatı olur.Bratislava hakkında ufak da olsa bir fikriniz olduysa ne mutlu bana.
Bir sonraki postta görüşmek üzere hoşçakalın!









27 Ocak 2015 Salı

Estergon!


Gezi yazılarıma Estergon'la devam ediyorum.Budapeşte'yi bir önceki posta anlatmıştım,ilk gün Budapeşte'deki otelimizde kaldık ve ikinci gün yani pazar sabahı Estergon'a gitmek için erkenden yola çıktık.Budapeşte ve Estergon arasındaki yaklaşık 50 kilometreyi şarkılarla türkülerle bitirdikten sonra tam olarak Estergon Kalesi'nin karşısında durduk,yirmi dakikalık serbest zamanımız boyunca Slovakya'ya bağlı topraklardan arkamıza Estergon Kalesi'alarak pozlar verdik.


Estergon Kalesi'nin önüne geldikten sonra merdivenlerden çıktık ve bahçeye ulaştığımızda bizi bu güzel görüntü karşıladı.Estergon Kalesi tarih boyunca iki defa Osmanlı Devleti'ne bağlı kalmış.
İlk olarak Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1543 yılında kuşatılmış ve 52 yıl
Osmanlı'ya bağlı bir camii olarak kullanılmış.Daha sonra, Lehler,Almanlar ve Venedikler'den oluşan büyük bir ordu tarafından kuşatılmış.Osmanlı Devleti'nin küçük ordusuna yardım gelmeyince kale teslim edilmek zorunda kalınmış.On yıl sonra Estergon Kalesi tekrar Osmanlı tarafından alınmış ve 78 yıl daha Osmanlı denetiminde kalmış.Kesin olarak kaybedilmesi ise 2.Viyana Kuşatması'nda başarısız olan Osmanlı Devleti'ne karşı kurulan Avrupa Devletlerinin ittifakıyla olmuş.


Estergon Kalesi fotoğraflarda çıktığına oranla çok çok büyük bir yapı.Tarih boyunca farklı dinlere ibadethanelik yaptığı için sürekli bir değişim göstermiş ve en son bu şekliyle kalmış.


Estergon Kalesi'nin arka tarafına geçtiğinizde bu manzarayla karşılaşıyorsunuz.Ayin sırasındaki boş zamanı tamemen burda geçirdik.Gerçekten mükemmeldi.
Estergon Kalesi şuan bir müze,ancak biz gittiğimizde ayin vardı ve ayin sırasında fotoğraf çekmek yasaktı.Herkes çıktıktan sonra girdik ve fotoğraf çektik-çekildik.




Biz Estergon Kalesi'ne girdiğimizde bu küçük sandalyelerde çocuklar oturuyordu.Gerçekten çok hoşuma gitti ibadet sırasında çocuklara yer ayrılmış olması.

Bir diğer postta Bratislava'dan bahsedeceğim.Bratislava gezdiğimiz onca şehir arasında en çok begendiğim,sevdiğim şehirlerden oldu.Bol görselli bir yazısı olacak.
Umarım çok detay vererek sizleri sıkmamışımdır,şimdilik hoşçakalın!

26 Ocak 2015 Pazartesi

Budapeşte!

Herkese merhaba,döndüm ben!
17 Ocak Cumartesi günü başlayan Orta Avrupa gezim 22 Ocak perşembe akşamı Istanbul'a dönüşümle sonlandı.Gitmeden önce gezdiğim yerlerin yazısını yazacağımı söylemiştim,artık zamanı geldi.Gezdiğim yerleri sırasıyla anlatacağım.
İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanından kalkan uçağımız Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye indi.Havaalanından bavulları otobüsümüze yerleştirerek şehir turunu yapmak için yola çıktık.
Ilk durağımız Kahramanlar meydanı oldu.




Gezinin başlamasının verdiği heyecana bağlıyorum,yeni yeni fotoğraf çekmeye başlamıştım ki telefonumu yere düşürdüm.Geziye gitmeden önce profesyonel bir fotoğraf makinesi almak istiyordum ancak geniş bir zamanda,iyice araştırma yaptıktan sonra almaya karar verdiğim için almadım,telefonum ve Olympus dijital fotoğraf makinemle geziye gittim.Telefonum yere düştükten sonra tüm dengesi bozuldu,şarjı  yüzde 80 civarlarındayken yüzde 10'un altına düştü.Dijital makinem de bavulda olduğundan sinirim bozuldu gezinin başında.
Fotoğraflarımı , fotoğraf çekmek için makinesini kullanan bir arkadaşımın telefonunu kullanarak çektim gezinin ilk gününde.Kısa süreli bir moral bozukluğunun ardından kendimi geziye vererek unuttum bu talihsizliği :)
Balıkçılar Tabyası

Özgürlük Heykeli

Matyas Kilisesi

Kahramanlar Meydanı'ndan sonra sıralmayı net olarak hatırlayamasam da Budapeşte'nin tamamını çok begendiğimi belirtmek istiyorum.Buda ve Peşte olarak ikiye ayrılan şehir küçük,sessiz ve gerçekten huzurlu.Budapeşte'yle ilgili tek sorunum para birimleri forint oldu.1 Euro ortalama 300 forintti ve ucuz mu pahalı mı diye bir ürünün fiyatını çevirmek pek kolay olmadı gezi sırasında.

Beni çok şaşırtan bir konu var ki Macararistan'da Ingilizce bilen insan sayısı çok düşük. Yemek yemek için güzel bir restoran ararken bizi bir arkadaşımızın Almanca'sı kurtardı.Ingilizce'den çok Almanca biliniyor gibi geldi bize.

Budapeşte'de hava kararmaya başladığında Vaci Utca'ya(Istanbul'un Istiklal Caddesi'ne benzetiliyor.) geldik ve serbest zamanımız verildi.Çok aç bir şekilde güzel bir restoran ararken tatlı mı tatlı bir Türk ablayla karşılaştık.Bizi tavsiye ettiği makarnacı, sonradan ünlü olduğunu öğrendiğimiz "Vapiano'ya kadar götürdü.Makarnalar sos ve şekil olarak tamamen kişiye özel yapılıyor Vapiano'da.Hayatımda yediğim en güzel makarnayı yemiş oldum böylece.Fiyatlar bana gayet uygun geldi çünkü çok aç olmama rağmen tabağımın yarısını yiyerek doydum ve 2500 forint civari bir ücret ödedim(ortalama 8 euro yapar) 
Söylemek istediğim bir şey var,eğer bir gün yolunuz ünlü Vapiano'nun bir şubesine düşerse girişte verdikleri karta iyi sahip çıkın,yoksa  hiç hoş olmayan suçlamalara maruz kalabilirsiniz.


Renk Sever Bir Kız'la gezelim görelim yazıları Macaristan'ın bir diğer güzel şehri Estergon'la devam edecek,şimdilik hoşçakalın!

15 Ocak 2015 Perşembe

Gezip geleceğim ^^


Herkese merhaba!!
Yaklaşık iki haftadır yazamıyorum,nedeni internet sorunsalı.Çok sinirli bir o kadar da üzgünüm.Bloguma yazamayınca kendimi suçlu hissediyorum çünkü.Malesef internetimiz gitti ve bir hafta gelmedi,sorunu bildirmemize rağmen çözülmedi.Biz de firmayı değiştirmeye karar verdik,ki yeni firmanın interneti de hâlâ bağlanmadı.
Çok uzattım,sizleri sıkmak istemem.
Ve çok mutlu olmama sebebiyet veren konuya gelirsek, bu cumartesi yani 17 Ocak'da  yurt dışına gidiyorum."Yurt Dışı Gezisi" adındaki postta uzunca bahsetmiştim bundan.
Artık gitmek için gün sayıyorum,çok heyecanlı çok da hevesliyim.
Döndüğümde gezdiğim yerlerin yazısını detaylı bir şekilde yazacağım.15 tatili de değerlendirip, bolca post hazırlayıp yayınlamayı planlıyorum.
Şimdilik hoşçakalın, gezi dönüşü görüşmek üzere! ^^


3 Ocak 2015 Cumartesi

Günaydın,cumartesi güzel geçsin!!


Günaydın, ocak ayının ilk postunu yazarken hem çok heyecanlı hem de çok hevesliyim.2015 yılı herkese mutluluk ve sağlık getirir umarım.Bloguma da yeni okuyucular tabii.
Dört günlük tatil harika oldu evet,ama keşke ödev yapıp ders çalışarak geçmeseydi.Tatili sadece ilk günü (perşembe) hissettim,bol bol alışveriş yaptım çünkü.
Şimdi ne mi yapıyorum? Performans ödevi.. Bütün öğrencilerin en sevmediği şeylerden biri olsa gerek eski adıyla dönem, şimdiki adıyla performans ödevleri.Ne yapalım,başa gelen çekilir.

Güne kahvaltıyla başladım önce tabii,en sevdiğim öğünü kolay kolay atlamam.Daha sonra ödevlere başlayacağım için yanıma atıştırmalık bir şeyler aldım.Daha sonra kendimi ödevlere verebildiğim kadar verdim ama hala bitmiş sayılmaz.
Şimdi ben ödevlerime dönüyorum,yarın başka bir postta görüşmek üzere,hoşçakalın!!