29 Ekim 2014 Çarşamba

Cumhuriyetimiz 91 Yaşında!


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mızın 91. yılı kutlu olsun!
Söyleyecek çok şey var aslında ama benim söyleyeceklerim kısa ve öz olacak bugün için.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla ardından gerçekleştirilen bir dizi mücadeleyle Cumhuriyet" bugün ilan edilmiş.
"Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait"olduğu bu yönetim şeklinin önemini bir gün herkesin gerçekten anlayabilmesini dileyerek, Ata'mıza olan minnetimizi onun ilke ve inkilaplarını benimseyerek,öğrenip öğretebilecek seviyeye gelerek göstermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Cumhuriyet coşkusunu sonuna kadar yaşamamız gereken bugünü umuyorum ki bir yıl sonra üzüntüsüz geçirebiliriz.
Cumhuriyetimizin nice güzel yaşları olsun!

28 Ekim 2014 Salı

Kış geldi gibi

Bugün ikinci postumla karşınızdayım , blogu açtığımdan beri ilk defa oluyor sanırım.Umarım zamanla daha da sıklaşır bu aktiflik.
Cumhuriyet Bayramı'mız dolayısıyla yarım gündü bugün devlet kurumları, biz de okuldan erken çıktık.Hava gerçekten çok soğuktu üstüne bir de kara dönük bir yağmur yağınca çok üşüdüm.Yukarıdaki fotoğrafı eve gelince bahçede çektim. Salyangozlar çok ilginç gelir bana küçüklüğümden beri.Bir gün fırsatım olursa yakından fotoğraflamak istiyorum bu tatlı hayvancıkları.

Eve geldiğimde beni çok sevdiğim ıslak kek kokusu karşıladı. Yemek yedikten sonra hemen kahve yapıp yedim.Kilo almamam lazııım!
Şişman bir insan değilim ama kilomu korumaya çalışıyorum, hatta bir iki kilo versem bence fena olmaz.Tatıyla tuzlu arasında bir seçim yap deseler ben kesinlikle tatlı diyen taraf olurum. Çok seviyorum, yapacak bir şey yok.
Bugünlük benden bu kadar.
Yarın vaktim olursa mutlaka post yayınlayacağım.
Şimdiden mutlu bayramlar, Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun!

My Mad Fat Diary

Herkese merhaba!
Sınavlar başlamadan bu postu yazmak istedim."My Mad Fat Diary" benim bırakmadan izlediğim tek yabancı dizi.Ben çok dizi izleyen biri değilim, ama bu diziyi bu yaz başlayıp bu yaz bitirdim.Zaten iki sezon mevcuttu,biri 7 diğeri ise 6 bölümden oluşuyor bu sezonların.
3.sezon Mart 2015'de başlayacakmış.Heyecanla bekliyorum.
Google'a My Mad Fat Diary yazdığınızda Vikipedia kaynağınndan bu bilgiye ulaşıyorsunuz.
''Hikaye 1996 yılında geçiyor  Rae'nin birkaç aydır kaldığı klinikten çıkmasıyla başlıyor. Klinikte kaldığını kimseye söylemeyen Rae buradan çıkmasına rağmen Kester isimli psikoloğu ile terapilere devam ediyor ve ara ara klinikteki arkadaşı Tix’i görmeye geliyor. Psikoloğunun ricası üzerine günlüğü yazmaya başlıyor. Rae klinikten çıktıktan sonra çocukluk arkadaşı Chloe ve Chloe'nin arkadaş grubuyla takılmaya başlıyor.
Vikipedia'nın da anlattığı gibi genç bir kızın hikayesinin anlatıldığı bu diziyi severek izlememdeki en önemli sebep karakterlerin çok samimi oluşu ve senaryo.Türk dizilerindeki gibi hiçbir şey yılan hikayesine dönmüyor,yaşanıyor ve bitiyor.Genelde başrol  Rae'nin cümleleriyle başlayan  bölümler ortalama 40 dakikada bitiyor.Eğer siz de benim gibi bilim kurgu ve fantastik öge içerikli dizi/fiilmlerden hoşlanmıyorsanız,bu hikayeyi seveceğinizi düşünüyorum.
Yine bu yaz ''Lost''a başlamıştım ama yayınlandığı dönem ablam izlediğinden, dolayısıyla sonunu bildiğimden ve çok fazla bölüm olduğundan izlemeyi bıraktım.
Eğer bu tarz yazıları okumayı seviyorsanız,lütfen yorumlarda belirtin.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.Bir sonraki posta kadar görüşmek üzere,hoşçakalın!

24 Ekim 2014 Cuma

Yurt Dışı Gezisi

Merhaba!
Bir hafta daha geride kaldı, ekim bitmek üzere.
Sizlerle paylaşmak istediğim haberler var.Ocak ayının sonunda okulumla dolayısıyla arkadaşlarımla yurt dışına gidiyorum.Çok mutlu bir o kadar da heyecanlıyım.Daha önce yurtdışına çıkma fırsatım olmamıştı ama altı günde beş ülke gezmiş olacağım bu gezi sayesinde.Bu ülkeler Avusturya, Almanya, Macaristan,Çek Cumhuriyeti ve Slovakya.
Bu geziden sonra blogdan gezdiğim yerlerin fotoğraflarının fışkırmamasına imkan yok, şimdiden çekeceğim fotoğrafların hayalini kuruyorum.
Bu fotoğrafı bugün okul çıkışı çektim, sonbahar da bitiyor artık..
Bugün cuma, yani benim en sevdiğim gün.Yarın uyuyacağım demek isterdim ama malesef sabah 8.30'da dersim var, olsun bir sonraki haftasonu uyuyacağım. Yarın dershane çıkışında da arkadaşlarımla buluşup sinemeya gideceğiz. Hangi filme gideceğimize henüz karar vermedik.

Benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar çok heyecanlı ve mutluyum.Ocak ayını iple çekiyorum.
Mutlu haftasonları diliyorum.
Hoşçakalın!

18 Ekim 2014 Cumartesi

Yeni kitap,yeni mutluluk


Merhaba!
Bugün güzel bir gündü benim için,bol bol uyudum.En sevdiğim öğün olan kahvaltıyı evde yaptım.Kitapçıya gittim, e daha ne olsun.Kitap satılan bir yere girdiğimde hiç çıkmak istemiyorum,bugün acelem olduğu için çok kalamadım.Sadece bir kitap alıp çıktım, bu aralar çok kitap alasım var ama okunacak çok fazla kitabım var.2014 bitmeden elimdeki kitapları eritmek istiyorum.Umarım başarılı olurum.
Aldığım kitaba gelirsek Kürşat Başar'ın "Başucumda Müzik" kitabını aldım. Kürşat Başar'ın yeni kitabı "Yaz"a yapılan yorumları okuduğumda hep Başucumda Müzik kitabıyla karşılaştırıldığını ve beklentiyi karşılamadığını gördüm.O nedenle Kürşat Başar'dan okuyacağım ilk kitabın Başucumda Müzik olmasını istedim.Daha sonra belki Yaz'ı da okurum.
Şimdi gerçekten ders çalışmam gerekiyor.Verimli bir şekilde çalışmak istiyorum.Benim için bugünün mutluluğu yeni alınan kitap oldu. Umarım sizin haftasonunuz da keyifli geçiyordur.Bir sonraki postta görüşmek üzere.
Hoşçakalın!

12 Ekim 2014 Pazar

Bozcaada ♥

Merhaba!
Yoğun bir haftayı geride bıraktım geldim.Çok yoruldum ama haftayı da bitirdik.Güzel bir post hazırlamak istedim.Konumuz Bozcaada.Bozcaada'yı çok seviyorum.Sokakları,denizi,evleri,yemekleri her şeyi ayrı güzel.Bozcaada'ya gittiğimde fotoğraf mı çeksem,etrafa mı baksam şaşırıyorum.
Şimdi Bozcaada'dan kendi çektiğim fotoğrafları paylaşmak istiyorum.Üstteki fotoğraf da Bozcaada'dan.Renk Sever Bir Kız yazmadan edemedim üzerine.


                Pencere çekmeye doyamıyorum Bozcaada'da, hepsi birbirinden güzel.


Her ev,dükkan özenerek yapılmış,çiçekler tablolar,renkler özenerek seçilmiş.Özenle yapılan her şey belli ediyor kendini.Haksız mıyım?


Çiçek bulunduğu her yere nasıl güzel enerji veriyor.Her yere renk lazım ve bu renk çiçekle verildiğinde bence sonuç her zaman mükemmel.


Bozcaada'ya gidildiyse Ayazma Plajı'nda denize girilmeden dönülmemeli.Deniz çok temiz! Soğuk ama sıcak havada zaten soğuk deniz ideali.Mesela Didim'de denizin çok sıcak olduğunu ve çıktıktan sonra çok üşündüğünü öğrendim.Antalya'nın suyu da çok sıcak ve hiç sevmemiştim gittiğimde.Soğuk denizi sevmeyenler bile gitmeli Ayazma Plajı'na temizliği için fazlasıyla değer.

Şimdi gidiyorum ben biraz ders çalışmaya.Umarım fotoğraflar içinizi açmıştır.Benim gibi yaz en sevdiğiniz mevsimse "Şimdi orda olmak vardı" demişsinizdir belki.
Bir kaç gün içinde görüşmek dileğiyle.
Hoşçakalın!

5 Ekim 2014 Pazar

Tatil ne güzel şey!


Tam da böyle keyiflerdeyim.Tatil çook iyi geldi bana kitap okuyorum, bir şeyler yazıyorum.Bol bol yiyorum..Çarşamba günü okula gitmek çok zor gelecek.Tabi yapılması gereken dağ gibi ödevleri de unutmamak lazım.Bir Genç Kızın Gizli Defteri 11.Kitap "Yıllar Sonra" yı bitirdim.Detaylı yazısını dün yazdım.Bir önceki posta bakabilirsiniz.12. kitap gelecek gibi.Gelsin de zaten her yaşta okurum.
Uzuunca zamandır elimde Buket Uzuner'in Su kitabı var.Bu tatilde bitirmek istiyorum artık,bir kitabın uzun süre elimde kalmasından hoşlanmıyorum.Bu kitap neden böyle oldu bilmiyorum hikaye gayet güzel gidiyor aslında.Su kitabını bitirdikten sonra hemen Paulo Coelho Simyacı kitabına başlayacağım.Daha önce okuduğum bir kitap olmasına ve bir kitabı defalarca okumayı sevmememe rağmen ikinci defa okuyacağım nadir kitaplardan olacak.Sebebi 25. yıla özel yayınlanan baskı.Kitaba başladığımda fotoğrafıyla yazısı gelecek.
Sizin bayram tatiliniz nasıl geçiyor,neler yapıyorsunuz?
Bende durumlar böyle.Tatil modundayım.Artık yavaş yavaş ödevlere başlamam lazım,son güne birikmesin.
Bir sonraki postta görüşmek üzere, hoşçakalın!

Not: İlk görseldeki defter ve matruşkalı kalem hediye ,defter arkadaşımdan kalem ise kuzenimden ikisine de tekrardan çook teşekkür ediyorum.

4 Ekim 2014 Cumartesi

Duygulandım! İpek Ongun'dan 11.Kitap "Yıllar Sonra"

Merhaba!
Öncelikle herkese mutlu bayramlar diliyorum.Bu postun benim için özel olacağını söylemek istiyorum.Neden mi? Birkaç yıl önce on kitabını da bayıla bayıla okuduğum "Bir Genç Kızın Gizli Defteri" serisinin on birinci kitabı var artık.Geçtiğimiz salı günü internette yeni çıkan kitaplara bakınırken  "İpek Ongun -Yıllar Sonra" kitabını görünce inanamadım. Hiç duymamıştım serinin on birinci kitabının geleceğini,çok şaşırdım ve resmen duygulandım.Bu seriyi okuyan arkadaşlarıma haber verdim hemen,çok şaşıracağınız bir şey oldu diyerek.Bir solukta okuduğum on kitaplık serinin yıllar sonra devamının gelmesi mutlu etti,meraklandırdı beni.Belki böyle yazınca kulağa saçma gelecek ama çocukluğumun önemli bir parçasıyla yeniden yolum kesişti.
Dün gidip alma fırsatım oldu,şuan bitmek üzere.


Böyle not düşmüş sevgili İpek Ongun.Okuyunca uzun süre tebessüm ettim çünkü o sayfalar açanlar ,gruplar oluşturanlara ben de destek çıkmıştım bir zamanlar.Gerçekten farklı oldu yıllar sonra "Yıllar Sonra " adında bir kitapta kavuşmak Serra'nın satırlarıyla.Gerçi bu kitapta Serra'nın kızı Selin'in günlüğünü okuyoruz ama Serra'dan haber aldıktan sonra ne fark eder ki..


Diğer kitapların yanında yerini alması için son sayfaları okuyacağım bu postu yazdıktan sonra.Şuan yaşıma pek uygun olmasa da bu kitabı severek ve heyecanla okuyorum.İlerde de dönemimin efsanesi olarak anlatacağım eserler bu kitaplar olacak sanırım.Daha çok şey yazabilirim bu seri hakkında ancak kitaba dönmek istiyorum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.Umarım çok sıkmamışımdır sizleri.
Bir kez daha iyi bayramlar diliyorum.
İyi geceler!

1 Ekim 2014 Çarşamba

Ekim geldi..

 

Merhaba,bugün 1 Ekim.Kimi için yeni mutluluklar,kimi için yolda olan zorluklar barındıran klasik bir ay aslında sadece.Hüzünlü bi' yazı olacak olabilir ama içimden geçenleri direkt yazmak istiyorum.Bu aralar pek pozitif olamıyorum,ki benim pozitif olmayan halim bile çok sakin değildir.Yaz bitti,okul açıldı derken enerjim düştü.Mutsuzum biraz.İlk iki hafta ders çalıştım,tekrar yaptım daha sonra çok sıkıldığımı fark ettim.Okulun başından bunalmamak için bıraktım. Bu hafta sadece ödev yaptım ayrı olarak ders çalışmadım.Ama hala sıkılmış ve mutsuz olunca sorunun dersler olmadığını anladım.Sorunum ne benim diye düşündüm bulamadım.Sonra kendime kızdım.Mutsuz olmak için gerçekten önemli bir sebep yokken mutsuz olmamalıyım dedim.Şuan çok mu mutluyum? Hayır.Böyle mutsuzluklar herkese gelir ve geçer,haksız mıyım?
Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben Polyanna olmayı seviyorum.Yaşadığımız dünyada savaşlar varken, mesela şu dakikada bir çocuğun annesi ölmüşken benim mutsuz olmaya hakkım yok.Ki benim gibi yanında gerçek dostları olan bi insanın hiç yok!
Böyle kafa karışıklığı içinde bi post oldu.Sıktıysam gerçekten üzgünüm.
Sonuç olarak mutsuz olmak için geçerli sebeplerimiz yokken mutsuz etmeyelim kendimizi diyorum.
Güzel bir ay olması dileğiyle,iyi geceler!